Low Code & No Code Platformlar Nelerdir?

Merhaba! Bir süredir Türkiye’de bir üniversitede teknoloji hukuku konusunda derslere giriyorum, sıfırdan başladığımız bu süreçte machine learning ve AI algoritmalarına kadar geldik. Teknoloji ilerledikçe hukuki sorumluluk ve sorun artıyor. Bu süreçte halilyle daha çok girişimci ve startup ortaya çıkıyor. Dikkatimi çeken şeylerden biri şu oldu.
Bazen girişimci olmak isteyen arkadaşlarımızın bu isteklerinin yok olmasının bir sebebinin “uygulama geliştirebilecek kadar kodlama bilmemeleri” olduğunu duyuyorum sınıfta.
Eğer bir sosyal bilimci, hukukçu ya da teknik bir eğitim almayan biriyseniz, muhtemelen “yazılım geliştirme” denildiğinde içinizde bir tedirginlik hissediyor olabilirsiniz. Kod yazmak, algoritmalar, programlama dilleri… Bunlar sizin için uzak ve karmaşık kavramlar olabilir.
Fakat eğer ki tedirginlik hissediyorsanız Low Code ve No Code platformları, tam da bu noktada devreye giriyor diyebilirim.
No Code (NC)/ Low Code (LC) geliştirme adından da anlaşılacağı gibi kod yazılmadan uygulama geliştirilmesine imkan veren teknoloji ve platformları tanımlar aslında. Daha da farklı bir ifadeyle yazılım geliştirme süreci ağırlıklı olarak kod yazma yerine görsel geliştirmeye dayanan uygulama geliştirme yöntemidir diyebiliriz.
Eğer bir iş süreci ya da onay akışı tasarlamak istiyorsanız, No Code platformlar tam size göre bu arada. Bu tür iş süreçlerini yönetmek için kullanılan araçlara BPM (Business Process Management — İş Süreci Yönetimi) diyoruz. Hemen hemen tüm No Code ve Low Code platformları, içinde bir BPM aracı barındırıyor. Bu araçlarla, istediğimiz iş akışlarını kolayca tasarlayabiiyoruz.
Mesela, bir müşteri kaydı oluşturduğumuzda, bu kaydın önce müşteri direktörü tarafından onaylanmasını ve onay sonrasında otomatik olarak muhasebe yazılımında bir cari hesap açılmasını sağlayabiliriz. bu tür süreçleri tasarlamanın en kolay yolu, BPM araçlarıdır. Bu araçlar aşağıda detaylandıracağım üzere sürükle-bırak mantığıyla çalışır ve süreçleri görsel olarak tasarlamanızı sağlar.

Low Code için “Az Kod, Çok İş” Mantığı Diyebilir Miyiz?
Low Code, adından da anlaşılacağı gibi, “az kod” anlamına geliyor. Bu platformlar, yazılım geliştirme sürecini hızlandırmak ve bir noktada basitleştirmek için tasarlanmış. Nasıl mı?
Şöyle düşünün. Normalde bir uygulama geliştirmek için saatlerce, hatta günlerce kod yazmamız gerekir. Ancak Low Code platformları, bize hazır bileşenler ve sürükle-bırak özellikleri sunuyor. Yani, bir uygulamanın temel yapısını, neredeyse lego parçaları birleştirir gibi oluşturabiliyoruzç.
Peki, iyi de neden Low Code?
Yazılım geliştirmek ciddi anlamda uzun ve maliyetli bir süreç. Teknoloji o kadar hızlı ve önüne geçilmez bir şekilde gelişiyor ki daha dün dünyanın en büyük AI şirketlerinden olan OpenAI, bugün yerini Çinli bir firma olan DeepSeek’e kaptırıyor. (Detaylar için bknz.)
Yazılım sürecinde istenilen ürün ya da uygulama bir şekilde teslim edilir fakat zaman yazılımcıların aleyhine çalışıyor. Arz-talep dengesi her geçen gün değişiyor. Şu anda hiç olmadığı kadar AI Agents ve AI şirketi var, ve bu her geçen gün daha da artacak gibi duruyor. Ve üstelik bu bahsettiğimiz şirketler bir kaç yıl içinde büyüyüp koskoca bir sektörü, yaşamı ve teknolojinin kendisini değiştirecekler. Hizmet sektörü şokta. Bir ay sonrasını asla tahmin edemeyeceğiniz bir zaman diliminde sizden istenen işin ya da müşterinin ihtiyacı olan yazılımı bir ay ya da 3 ay sonra teslim etmek ciddi anlamda sıkıntılı. Çünkü zaman aleyhinize işliyor.
Örnek misal?
Özellikle Office 365 kullanıcıları için harika bir seçenek. Veri tabanlarına bağlanabilen, formlar oluşturabilen ve iş süreçlerini otomatikleştiren uygulamalar yapabiliyorsunuz
Daha karmaşık uygulamalar için ideal bu da. Hem web hem de mobil uygulamalar geliştirebilirsiniz
No Code: “Kod Yok, Sınır Yok” Felsefesi Diyebilir Miyiz?

No Code ise, isminden de anladığımız üzere tamamen kod yazmadan uygulama geliştirmeyi mümkün kılan bir yaklaşım sunuyor. Yani, hiçbir teknik bilginiz olmasa bile, bu platformları kullanarak kendi uygulamanızı oluşturabilirsiniz. Şaka gibi geliyor kulağa. Nasıl mı? Platformlar size görsel arayüzler ve sürükle-bırak özellikleri sunuyor. Tıpkı bir sunum hazırlar gibi, uygulamanızı adım adım geliştirebilirsiniz.
Peki, neden No Code?
Bu platformların en büyük avantajı, hiçbir kod yazma bilgisi gerektirmemesi. Yani, hukukçuysanız, sosyal bilimciyseniz ya da sadece bir fikriniz varsa, bu platformlar tam size göre denilebilir.
Bir fikriniz varsa, onu hızlıca hayata geçirebilirsiniz. Örneğin, bir anket uygulaması ya da basit bir web sitesi, birkaç saat içinde hazır hale gelebilir bu sayede.
Örnekler:
Web uygulamaları geliştirmek için harika bir platform Bubble. Veri tabanları, kullanıcı girişleri ve ödeme sistemleri gibi özellikleri kolayca ekleyebilirsiniz hem
Web sitesi tasarımı için ideal bu da. Hem tasarım hem de işlevselliği bir arada sunuyor
Mobil uygulama geliştirmek isteyenler için mükemmel bir seçenek. Hiçbir kod yazmadan, kendi mobil uygulamanızı oluşturabilirsiniz.

Low Code&No Code Farkları Neler?
Şimdi, bu iki yaklaşım arasındaki temel farklara bir göz atalım. Çünkü hangisini seçeceğiniz, ihtiyaçlarınıza ve teknik bilginize bağlı bir tık da.
Kodlama Gereksinimi?
Low Code: Az da olsa kod yazma bilgisi gerektirir. Özellikle özelleştirme yapmak istiyorsanız, biraz teknik bilgiye ihtiyacınız olacak yukarıda da belirttiğim gibi.
No Code: Hiçbir kod yazma bilgisi gerektirmez. Her şey, görsel arayüzler ve sürükle-bırak özellikleriyle yapılır. Gayet rahat net.
Esneklik:
Low Code: Daha esnektir. Platformun sunduğu bileşenleri özelleştirebilir ve kendi kodunuzu yazabilirsiniz.
No Code: Daha sınırlıdır. Platformun sunduğu özelliklerle yetinmeniz gerekir. Ancak, basit uygulamalar için bu yeterli olabilir.
Hedef Kitle:
Low Code: Profesyonel geliştiriciler ya da teknik bilgisi olan kişiler için uygundur.
No Code: Teknik bilgisi olmayan herkes için idealdir. Özellikle hukukçular, sosyal bilimciler ve girişimciler için büyük bir fırsat.
Kullanım Alanları:
Low Code: Daha karmaşık ve özelleştirilmiş uygulamalar için uygundur. Örneğin, bir şirketin iç yönetim sistemi gibi gibi
No Code: Basit web siteleri, mobil uygulamalar ve iş süreçleri otomasyonu için idealdir. Örneğin, bir etkinlik kayıt sistemi ya da online anket uygulaması vs.

Çoğu kuruluşun ya da şirketin iki ayrı kurumsal uygulama kaynağı var McKinsey’in araştırmasına göre. “Gölge tarafta”, iş anlayışı dijital çözümlere çevrilir ve genellikle Excel gibi düşük kodlu/kodsuz (LC/NC) platformlarda, BT yönetimi ve yapılandırılmış bir geliştirme sürecinden yoksundur. Nasıl mı?

Kodsuz, düşük kodlu ve profesyonel kodlu segmentler, kuruluşun geliştirme yeteneklerine dair eksiksiz bir görünüm ve kolaylık sağlayabilir diye ekliyorlar üstelik. Bu süreçte bu platformlardan olabildiğince çok faydalanılması, işlevsel olmasının yanı sıra hem bireysel hem kurumsal zaman kazandırır.

Citizen Developer (Vatandaş Geliştirici) Kimdir?
No Code ve Low Code platformların en büyük avantajlarından biri, yazılımcı olmayan kişilerin de uygulama geliştirebilmesidir, zaten asıl mevzu hep buydu. Örneğin, bir satış uzmanı, kendi departmanı için bir stok takip uygulaması geliştirebilir. Veya ben avukat olarak kendi dilekçelerimi yazdırabildiğim uygulamalar geliştirebiliyorum.
İşte bu kişilere Citizen Developer (vatandaş geliştirici) deniyor. Yani, teknik bir geçmişi olmayan, ancak ihtiyaç duyduğu yazılımı kendi başına geliştirebilen kişiler diye özetleyebiliriz.
Bu durum, özellikle IT departmanları üzerindeki baskıyı azaltıypr. Artık her küçük/büyük yazılım ihtiyacı için IT’ye başvurmak zorunda değilsiniz. Örneğin, content departmanı, kendi ihtiyaçlarına yönelik bir uygulamayı kendi içinde geliştirip kullanıma açabilir. Bu, hem zaman kazandırır hem de IT ekiplerinin daha stratejik projelere odaklanmasını sağlar.
Bu konuda şu ana kadar dinlediğim en iyi ve faydalı içerik MIT Sloan School’daki bir webinar, aşağıya linki bırakıyorum sizler de dinleyip faydalanabilirsiniz :)

Bu arada bu grafiği de paylaşmak istiyorum sizinle. Kontrol ve üretkenliğin kod seviyesine göre değişkenliği şaşırtıcı duruyor. Yorumunuz nedir merak ediyorum.
Sonuç: Teknik Bilgi Engel Değil!
Low Code ve No Code platformları, yazılım geliştirme süreçlerini demokratikleştiriyor.
İşletmeler, şirketler ve startuplar süreçleriyle yaşar veya ölürler. Ve bu hızda gelişen bir teknoloji çağında, zaman aleyhimize işliyor.
Teknik bilginiz olmasa bile, kendi uygulamanızı çok rahatça oluşturabilirsiniz. Bu, özellikle sosyal bilimciler ve hukukçular için büyük bir fırsat bence. Çünkü bu platformlar, fikirlerinizi hızlıca hayata geçirmenizi ve iş süreçlerinizi kolaylaştırmanızı sağlıyor.
Yani, bir sonraki projeniz için kolları sıvayın ve Low Code ya da No Code platformlarını deneyin derim.
Bu arada No Code ve Low Code platformlar, daha çok iş süreçlerini otomatize etmek ve basit uygulamalar geliştirmek için kullanılır. Fakat belirtmekte fayda var ki, hala çok karmaşık ve özelleştirilmiş yazılımlar için geleneksel yöntemlere ihtiyaç var :D Yani tam olarak her uygulama ve her iş için yüzde yüz uygun değil bu platformlar. Ama küçük işletmeler, bireysel kullanımlar, websiteler, küçük işletmeler ve ofisler için çok idealdir. Bu arada Türkiye’de çalışan ve emek harcayıp üretim yapan ekip/birey/startruplara saygım sonsuz.
Bir Türk projesi olduğu için aşağıya bir No Code platformu bırakmak istiyorum, incelemek isterseniz :)
Kapanış :)
Ben Hilal, birçok ünvan ötesinde aslında bir teknoloji avukatıyım. Teknik dokümantasyon yazarlığından blockchain mühendisliğine kadar farklı teknik departmanlarda çalıştım/çalışmaktayım. Araştırmalarıma MIT Üniversite’sinde devam ediyorum ve teknoloji hukuku dersleri ve danışmanlığı veriyorum.
İçeriklerime YouTube kanalım üzerinden ulaşabilirsiniz. Hakkımda daha fazla bilgi edinmek için websitemi ziyaret edebilir, teknik veya hukuki konularda destek almak için bana ulaşabilirsiniz! 👩🏻💻
İletişim — elif@ehilal.net ya da elifhilalumucu@gmail.com